denmemem
Hasret Ellerine hasret ellerim
Yapayalnız…
Yüreğine hasret yüreğim
Çaresiz…
Gözlerine hasret gözlerim
Üzgün…
Sesine hasret günlerim
Bomboş…
Sevgine hasret benliğim
Sana hasret…
Gül UlupınarHasretSaçlarım hasret sevgiyle okşanışa.
Yüreğim hasret sevildiğini bilmeye.
Hasret yüreğim çırpınışlara.
Bedenim hasret bir yudum heyecana.
Duygularım hasret bir gün ışığına.
Konuşmalıyım
konuşamıyorum.
Haykıramıyorum…
Anlatamıyorum…
Yalnızca ağlayabiliyorum…
Ne komik
ne acizlik!
Taciser Kaygısız
Yalnızlık Şiiri
Bilmezler yalnız yasamayanlar
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara
Bir cana hasret
Bilmezler.
Orhan Veli Kanık
Ruhumda Fırtınalar
Ruhumda fırtınalar delirmiş eser
Limana hasret beklerim.
Umutsuzluk daglarca yolumu keser
Yola hasret beklerim.
Dil söylemek
el yazmak ister
Kelama hasret beklerim.
Kır zincirleri sevgini göster
Sevgiye hasret beklerim.
Alıcı kuşları başımda döner
Dermana hasret beklerim.
Yüregimin feri söndü söner
Sevgiliye hasret beklerim.
Sisler sarmış dörtbir yanımı
Rüzgara hasret beklerim.
Yorgun
düne hasret canımı
Azraile hasret beklerim.
İshak Özlü
Kimi Sevsem Hasret Oldu
Derlediğim kır çiçekleri
Soldu gitti
hasret oldu.
Saydığım muştu böcekleri
Uçtu gitti
hasret oldu.
Beyaz yaka
siyah önlük
Eskidi gitti
hasret oldu.
Oyunlar yazdığım günlük
Doldu bitti
hasret oldu.
Orta okuldaki ilk aşkım
Okul bitti
hasret oldu.
Öğretmen olma düşlerim
Kazanamadım
hasret oldu.
Mutlu yuva
mesut hayat
Devran döndü
hasret oldu.
Bilinmez kimde kabahat
BARIŞ
HUZUR HASRET OLDU.
Temiz çevre
mavi deniz
Sanayileştik hasret oldu.
Barış diye AMERİKAN
İNGİLİZ
IRAK’A geldi
İNSANLIK
BARIŞ
DOSTLUK HASRET OLDU.
Dilek Aksoy
Hasret
Bütün güzelliğin adına “HASRET” dedim.
Sılayı özledim
dostu özledim
Güzelliğe hasret dedim her mevsim.
Zamana pervasız yollar gözledim
Güzelliğe hasret dedim her mevsim.
Ne bir sesti
ne bir soluk yaklaşan
Gölgeler vardı
bir bir uzaklaşan
Hayallerdi
rüyalarda koklaşan
Güzelliğe hasret dedim her mevsim.
Emir kimden
nerden gelir talimat
Ağırlaşır gözler
tükenir takat
Bir yerlerde başlar mutluluk fakat
Güzelliğe hasret dedim her mevsim.
Yaklaştım özümün hükmüne rağmen
Yaralarım sızlar
yarama değmen
Sadece uzaktan selamlar söylen
Güzelliğe hasret dedim her mevsim.
Yine de ruhumun ince yerinde
Sevdamı yaşarım
en derininde
Buram buram tüter aşk gözlerinde
Güzelliğe hasret dedim her mevsim.
Kurdoğlu mesafe ayırmaz seni
Yaklaşır varlıklar yum gözlerini
Ruhunu yüceltte
sil bedenini
Güzelliğe hasret dedim her mevsim.
Ahmet Kurt
Hasret
Bir özlem var ta uzaklardan
Bu gönül anaya babaya hasret
Gözler umutla bakıyor yollara
Bu gönül anaya babaya hasret
Ayrılık yazılmış nedense kara bahtıma
Vatan borcu diye katlanıyorum bu ayrılığa
Günleri saatleri sayıyoruz biz burada
Bu gönül abiye kardeşe hasret
Otururduk muhabbete kader ortaklarımla
Can ciğer arkadaş dostlarımla
Şimdi ayrı düştük muhabbet mektuplarda
Bu gönül dert ortaklarıma hasret
Ayrılık türküleri dinliyorum son zamanlarda
Aklıma geliyorsun yaşadığım her anımda
Özleminiz saklı hep göz yaşlarımda
Bu gönül arkadaşlara dostlara hasret
Ne güzeldi gülmek ne güzeldi
Sizlerle olmak en güzel şeydi
Uzaklarda çarpıyor kalbim şimdi
Bu gönül mutluluğa hasret
Anaya babaya kardeşe hasret
Kader ortaklarıma dostlara hasret
Aşka mutluluğa huzura hasret
Bu gönül umuda ışığa hasret
Sefer Kurt
Hasret
Kelimeler cümleye hasret
şairler şiire
Güller bahara hasret
baharlar sana
Denizler gemiye hasret gemiler karaya
Bulutlar yağmura hasret
yağmurlar toprağa
Benliğim umuda hasret
umudum sana
Gözlerim görmeye hasret
yüreğim sevmeye
Düşlerim karanlığa hasret
karanlıklar sabaha
Ay güneşe hasret
güneş yüzüne
Sen bana tutsak
ben sana
Sensizlik bana yasak
bensizlik sana
Mısralara dökülen her bir yazıda
Ben sana hasret
sen de bana.
Celalettin Yaşar
Hasret Koydum Adını
Sineme bir köz düştü bugün apayrı yanar
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Zarda bülbül ben miyim yoksa gonca mı yanar
Dinmeyen bu ateşin hasret koydum adını
Nazlı yarin bir ahı bana bin ah çektirir
Bu vahlar gülşenime kara çalı ektirir
Çare bulunmaz bir dert canı candan bıktırır
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Sanırdım ki yandıkça bu odlarda pişerim
Ne çare ki; kavrulur haldan hala düşerim
Üstesinden gelemem acizane beşerim
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Burkuldukça yüreğim anlarım ki yar ağlar
Damla damla göl olup gözümün suyu çağlar
Derdime ortak olur başı dumanlı dağlar
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Dervişim hu diyerek dergahında süründüm
Hicranlardan örülü hırkalara büründüm
Cananın meclisinde vuslat diye göründüm
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Şemsettin Dervişoğlu
Hasret
Hasret
sevdiğini anlayabilmekmiş
Uzaktakini yanında hissetmekmiş
Hasret
bir deli kurşun
Vuruldun mu bir kere yok kurtuluşun.
Hasret yokluk değilmiş ama
Sakın onu yalnızlık sanma
Hasret
birlikte olabilmekmiş
Hasret çektiğinin hayalleriyle.
Meğer çeşit çeşitmiş hasret
Memleketine hasret
arkadaşına hasret
Annene
babana
sevdiğine hasret
Hepsi bir olunca çekilmiyor bu gurbet.
Bazen
bir damla yaş süzülür gözlerinden
Yüreğin titrer taa derinden
Anlatırsın derdini taşlara duvarlara
Ama ses gelmez hiç bir yerden.
Bazen
yalnızlıktan sıkılır
Ama yalnız kalmak istersin
Boşluğa bakarsın boş gözlerle
işte hasret bu;
Öyleki
anlatılmıyor sözlerle.
Sadık Aydın
Hasret Değil mi?
Uzaklara dalıp giden gözlerin
Umutları sönen mâsum yüzlerin
Alevlerle kucaklaşan közlerin;
Anlattığı tek şey
hasret değil mi?
Barajları törpüleyen sellerin
Suya muhtâc vahâların
çöllerin
Savrulup da toz koparan küllerin;
Anlattığı tek şey
hasret değil mi?
Yalın ayak
nasır taban koşanın
Bir yâr için
Kaf Dağı’nı aşanın
Gözü kara
mangal yürek taşanın;
Anlattığı tek şey
hasret değil mi?
Aydınlığa kucak açan gecenin
Mehtâpları
kendine dost seçenin
Arşınlayıp
sahrâları geçenin;
Anlattığı tek şey
hasret değil mi?
Akşam güneş gurûbunu süzenin
Sâhillerde tek başına gezenin
Urbasında süslü
ürkek tâzenin;
Anlattığı tek şey
hasret değil mi?
26.08.2000 Landsberg 01:10
Mustafa Engin Karatay
Hasret Yağmurları
İsyan ediyor deli gönlüm
Yağan hasret yağmurlarıyla.
Artık ümitlerimde ölmekte
Yağan hasret yağmurlarıyla.
Sanmaki biter bu acılar
Mutluluk sonu ayrılıklar
Her sene aynıdırlar
Yağan hasret yağmurlarıyla.
Kadere isyan ettim olmadı
Bağrıma vura vura can kalmadı
Gözümde yaşmı? O hiç eksik olmadı
Yağan hasret yağmurlarıyla.
Allahım sabır ver bana
Gücüm kalmadı yaşamaya
Ağlıyorum belli olmuyor
Yağan hasret yağmurlarıyla.
Gençliğim geçiyor çaresizce
Çilelerim bağlanmış kördüğümle
Unutamam onu ölsemde
Yağan hasret yağmurlarıyla.
Ömrümde ilk kez severken
Aşkıma hasret çekerken
Artık herşey bitmiş
erken
Yağan hasret yağmurlarıyla.
Onu unut diyorlar bana
Unutmak zor bilinmez neden
Bir gün daha geçti SİMAV’da
Yağan hasret yağmurlarıyla.
RAFET’in gözleri artık görmüyor
Onun için bu dünya dönmüyor
Umutları sönmüş
yangınları sönmüyor
Yağan hasret yağmurlarıyla.
(KÜTAHYA-1997)
Rafet Maden
Hasret bir aşılmaz duvar mı
Hasret bir aşılmaz duvar mı
Kimi anasına hasret
kimi çocuğuna
Hasret yağmur gibi yağar mı
Kimi sıcağına hasret
kimi soğuğuna
Hasret bir ömre sığar mı
Kimi çiçeğine hasret
kimi böceğine
Hasret
hasret
hasret
Hasretler içinde öleceğine
Git sevgini kanatlandır geleceğine
Mustafa Özke
Kalbimdeki Hasret Hasret
Kokladığım bütün güller
Hasret kokuyor hasret
Dinlediğim tüm şarkılar
Hasret söylüyor hasret.
Hasret beni dolandırır
Yalan midem bulandırır
Sevda çeken gönüller
Hasret çekiyor hasret.
Hasret birgün öldürür
Ölmez ise süründürür
Kalbi acıya büründürür
Kalbimdeki hasret hasret.
Yusuf Önder Bahçeci
Sana hasret
Sana hasret acılar
sana hasret özgürlük
dudağımda yudum yudum
susadığım ırmaklar
soğuk sular balıklar
senden ayrı dudaklar
sana hasret yapraklar
sana hasret yudumlar
sana hasret bakışlar
sensiz o boş bakışlar
yüreğimde filizleşen
sana hasret ah sana hasret
kışlar yazlar baharlar
düğüm düğüm lokmalar
tatsız tuzsuz yaşamlar
görünmüyor aynalar
rakılar masalar rüyalar
hülyalar sana hasret
yerini dolduramaz hiç bir ihanet………..
Serdal Göçmen
Bir deli özlem bu..
Özlüyorum seni
Yalansız bir özlem bu
Dolansız
saf bir özlem.
Yeni doğan bir çoçuğun
Minicik elleri gibi
Yumuşak ve mazlum
bir özlem bu…
Gökyüzü kadar büyük
Senin kadar yüce
bir özlem bu…
Hasretten ağlayanan sevdalıların
Yıllarca kavuşamayanların
İki gün bile dayanılamayan
bir özlem bu…
Ne yapacağini bilmeyen
Telefonlar bekleyen
Ağlayan
isyan eden
Kendisini harap eden
bir özlem bu…
Yolda yürürken
Otobüslere dört gözle bakan
Belki
onu görürüm diye
Kıpır kıpır yerinde duramayan
Salak salak
bos bos gezinen
Seni arayan bir özlem bu.
Bulutlara baktığında bile
Sanki seni göreceğini sanan
Orda olmadiğını bilen
Ama yinede şansını deneyen
bir deli özlem bu…
Yani güzelim
Bir kalpsizi bile
Ağlatabilecek
bir deli özlem bu…
Tutku Bakay
Gece Yarısı
Pek uzak olmayan günün birinde
Gizemli gönlünün derinlerinde
Özlem ateşinin yangın yerinde
Sevdamı bulmanı beklemekteyim.
Bana saldırırken hüzün sürüsü
Özlem ordusudur
onun gerisi.
Bir bahar akşamı
gece yarısı
Kapımı çalmanı beklemekteyim
Mehmet Nacar
Özlem
Adini özlem koydun bu sonsuz sevginin
Özlemin tek siginagi oldu bu aci dolu yüregin
Bu bitmeyen özlem kaçinilmazligiydi sensizligin
Bitmez bu özlem sevgili
bitmeyecek bensizligin…
Ayrildik ve her geçen gün büyüdü bu özlem
Her iç çekiste bir göz yasi
her göz yasinda bir sitem
Bitmedi bu hasret
ne yapsam nereye gitsem
Özlemin gösterdi
kime baksam hep sen…
Yillarim seni beklemekle geçti umutla
Gelisin seni vazgeçilmez kildi bir anda
Sensizligin içimi
yüregimi yaktigi anlarda
Özlemin hep vardi
birakip gittigin zamanlarda…
Adi hep özlem kalacak bu karsiliksiz sevginin
Özlemek tek çaresi olacak sensizligin
Bitmez bu tutku
bitmeyecek bensizligin
Yasadikça vazgeçilmez olacak ismin
Kaçinilmaz olacak özlemin
Özlemim…
Hatice Mine Bahadır
Özlem
Özlem
Gökteki yıldızlaradır
Bulutların ardından gözkırpanlaradır
Geceleyin esen meltemedir özlem
Dursam beklesem
İçten bir şarkı tutturupda özleme söylesem
Kıvransam uyuyamasam
Bir hayal görsem
Pembeler içinde özlem
Ayaza kadar seni görsem
Elimden bırakmasan özlem
Bir çiçek versem bir düş kursam
Özlem desem özlemim desem
Özlediğim en içten düş olsan
Seni beklediğim her zamana bir tomurcuk eksem
Açan çiçekleri başından döksem
Özlem desem sanadır desem
Minikte olsa bana bir hoş gülücük versen
Ve giderken ben karanlığa sayende gülümseyebilsem özlem
Volkan Yoruç
Özlem
bir türküdür özlem yanık yanık
çığlıktır avaz avaz
zemheri ayaz
özlem diyorsam yadırgama bunu bir kenara yaz
yaz ki nasıl savaştığımı biraz paylaşasın belki
aklımdan neler geçtiğini
yetinmek adına nasıl özlem dağlarının üstüme yıkıldığını
özlem ilkbahardır yeşile bezenmiş
çeşit çeşit çiçekler
kuşlar
esen cılız bir rüzgarın savuracağı kadar payandasızsın
alır götürür seni
geri dönüşü yok mu bu feryadın dersin demesine de
her defasında kendin duyarsın
özlem sensin sen
herşey bahane
türküler sensiz anlamını yitirmiş
çığiığım tükenmiş
biraz daha çıksın diye sesim
biraz daha yürüsün diye dizlerim
özlemini teselli etmeye çalışıyorum bu viranelerde
vurmadım diyemezsin
delil yetrsizliğinden beraat edeceksin şikayet etsem
al özlemini git diyeceksin
ben bu feryadı keyfime
özler miydim sanıyorsun
Mehmet Yücel
Özlemek
Her insanın bir özlemi olmalı
Özlemeli aramalı bulmalı
Böyle ayrı kalmamalı
Ayrı düşüp yanmamalı
Her insanın bir özlemi olmalı
Özlem demek sevgi demek hasret demek
Özleyene bir nefeslik vuslat gerek
Ayrılık hiç bitmeyecek
Giden geri mi gelecek?
Özlem demek sevgi demek hasret demek
Özlem yüreğini yaralar özleyenin
Özlem duymak bir özelliğidir yüreğin
Özleyen bu kalbim senin
Sen yaralı kalbimdesin
Özlem yüreğini yaralar özleyenin
Özlemekle geçse ömür gönül bıkar mı?
Hep özlese de bu girdaptan çıkar mı?
Hasretlik böyle yıkar mı?
Gönül kendini yakar mı?
Özlemekle geçse ömür gönül bıkar mı?
İbrahim Usta
Özlem Sevmekle Başlıyor…
Özlem sevene yakışır…
Sevmek yaşamaya
Kal benimle desem geç
Gel desem erken
Özlemler yeşerirken
Çaresiz kıvranmalar
Özlem sevmekle başlıyor…
Fatih Kuyucu
Özlem
Özlem – bu filmin adı
Sonsuz özlem
Kavuşmalar
Antraklarda mümkün
Ayrılmalar
terin kurumadan
Tenine doyamadan
Hep antraklarda
Bir iki kelam konuşamadan
ışıklar söner
gong çalar
Sonra filmin devamı
Bitmeyecek gibi bu film
Özlem
yine özlem
yine özlem…
Necla Aktan
Özlem
Giydiğim siyahlar yasım matemim.
Değerin kalmadı bende hiç senin.
Sevda bahçesinde olsan yasemin
Seni diken diye yolaca’m Özlem.
Bu ne biçim sevgi bu ne biçim naz?
Uğrunda can versem
diyorsun ki: ‘Az.’
Bu yaptıklarını bir kenara yaz.
Bir bir hesabını soraca’m Özlem.
İsmini haykırdım
yazdım her yere
Gözümden kanlı yaş aktı kaç kere.
Şunu bil ok yaydan çıktı bir kere
Seni sol göğsünden vuraca’m Özlem
Yıldızlar tutuşmuş yanıyor işte
İsyan başlatmışlar ayda
güneşte
Bir gece ansızın on nokta beşle
Bil ki felaketin ben olacağım
Bil ki kıyametin ben olacağım
Sonun
sonunda ben olaca’m Özlem.
Durmuş Karakuş
Sevmiyorum
Dün gece rüyamda
Yine benimleydin
Bu yüzden
Akşamları sevmiyorum
Sensizliği sevmiyorum
Gecelerini sevmiyorum
Özlem
özlem
Hasretini yüklüyor
Kahrolası geceler
Buruk
bitap oluyor
Geçmiyor geceler
Kabusum oldu aşkın
Seni bulma telaşım
Geceleri dar ediyor
Özlem
özlem
An be an acımasızca
Omuzlarıma yüklüyor
Akşamları sevmiyorum
Sensizliği sevmiyorum
Geceleri sevmiyorum
Ve gülüm ben;
Sensizliği sevmiyorum